İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te ortadan kaybolan Türk-Kırgız vatandaşı eğitimci Orhan İnandı’nın Türkiye’ye kaçırılma ve işkence tehdidi altında olduğunu açıkladı. Uluslararası insan hakları örgütü, Kırgız makamlarını olayı araştırmaya ve İnandı’nın güvenliğini sağlamaya çağırdı.
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW), Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te bir anda ortadan kaybolan ve MİT tarafından kaçırıldığına inanılan Türk-Kırgız çifte vatandaşı eğitimci Orhan İnandı’nın durumuna ilişkin endişelerini dile getirdi.
İnandı’nın işkence ve zorla Türkiye’ye kaçırılma tehdidi altında olduğunu belirten uluslararası insan hakları örgütü, Kırgız yetkilileri İnandı’nın ortadan kaybolmasını araştırmaya çağırdı.
İnandı’nın Gülen hareketi mensubu olması nedeniyle kaçırılmış olabileceğini belirten HRW, İnandı’nın zorla Türkiye’ye getirilmesi halinde kötü muamele, işkence, keyfi tutuklama ve haksız bir yargılama ile karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
“ORHAN İNANDI BİR KIRGIZ VATANDAŞI “
“Orhan İnandı bir Kırgız vatandaşı” diyen HRW’nin Orta Asya araştırmacısı Syinat Sultanalieva sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırgız hükumetinin ortadan kaybolmasını araştırma, nerede tutulduğunu tespit etme, güvenliğini emin etme ve Türkiye’ye hukuksuz bir şekilde kaçırılmasını önleme sorumluluğu var.”
Kırgızistan’daki Sapat Eğitim Kurumları’nın eski Genel Müdürü Orhan İnandı 31 Mayıs günü evinin önünde kaçırıldı. İnandı’nın eşi Reyhan İnandı, 6 Haziran’da yaptığı açıklamada eşinin MİT tarafından kaçırılarak Bişkek’teki elçilik binasında tutulduğuna dair ellerinde kanıt olduğunu söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, son 5 yılda Gülen hareketi mensubu onlarca kişinin dünyanın değişik ülkelerinde keyfi şekilde tutuklanarak Türkiye’ye götürüldüğünü; Türkiye’ye getirildiklerinde ise sahte terörizm suçlamaları ile hukuki süreçler tam olarak işletilmeden, yasal hakları ve uluslararası güvencelere aykırı olarak hapsedildiklerini belirtti.
HRW, açıklamasında Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun Gülen Hareketi mensuplarına yönelik kaçırmalar ve tutuklamalar ile ilgili verdiği kararlara atıf yaparak; birçok olayda insanların zorla ortadan kaybedildiğini, özgürlüklerinin ‘adam kaçırma’ şeklinde vasıflandırılacak yöntemlerle ellerinden alındığını, bilinmeyen yerlerde tutulduklarını, yasal güvencelerin dışında ve mahkeme kararı olmaksızın tutulduklarını vurguladı.
Türk medyasının bu kaçırmaları Türk istihbarat teşkilatı MİT’in ilgili ülkenin güvenlik birimleri ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilmiş operasyonlar olarak yansıttığını kaydeden İnsan Hakları İzleme Örgütü, Orhan İnandı’nın Kırgızistan’daki prestijli Sapat Eğitim Kurumları ve bir uluslararası üniversitenin kurucusu ve eski yöneticisi olduğunu kaydetti.
1995 yılından beri Kırgızistan’da bulunan İnandı, 2012 yılında Kırgız vatandaşlığı kazanmıştı. Aracının 1 Haziran’da kapıları açık ve içindeki değerli eşyalara dokunulmamış halde bulunduğunu hatırlatan HRW, bu durumun bir hırsızlık olayı olmadığına dikkati çekti.
HRW, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un Devlet Ulusal Güvenlik Komitesi’ne ve İçişleri Bakanlığı’na direktifi ile aynı gün Kırgız polisinini İnandı’nın ortadan kaybolmasına ilişkin bir araştırma başlattığını belirtti.
Reyhan İnandı, 6 Haziran’da yaptığı açıklamada ismini veremeyeceği bir kaynağın kendisine eşi Orhan İnandı’nın Türk Büyükelçiliği’nde zorla tutulduğunu ve Kırgız vatandaşlığından vazgeçtiğine dair bir belgenin işkence ile imzalatılmaya çalışıldığını söylediğini açıkladı. Reyhan İnandı, bu durumun eşi Orhan İnandı’nın Türkiye’ye zorla transferini kolaylaştıracağını ifade etti.
KIRGIZİSTAN, 2019 YILINDA İNANDI’NIN İADE TALEBİNİ REDDETTİ
Kırgızistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Aybek Artikbayev, 7 Haziran’da Meclis oturumunda yaptığı açıklamada Türk hükumetinin 2019 yılında Orhan İnandı’nın iadesini istediğini ancak İnandı’nın Kırgız vatandaşı olması nedeniyle iade talebinin reddedildiğini söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, İnandı’nın Türkiye’ye gönderilmesinin Kırgızistan’ın 1997 yılında imzaladığı İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Küçültücü Muamele ya da Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne aykırı olacağını vurguladı. Sözleşmenin 3. maddesi işkence tehdidi altında olan bir kişinin ilgili ülkeye iadesini yasaklıyor.
HRW’nin Orta Asya araştırmacısı Sultanalieva, “Kırgızistan, uluslararası insan hakları standartlarını sürdürmeyi hedefliyor ve bu, bunun gerekli olduğu açık bir örnektir. Kırgız makamları İnandı’yı iradesi dışında tutulduğu yerden geri almazlarsa, uluslararası hukuk ve Kırgız Anayasası gereği İnandı’nın güvenliğini sağlama yükümlülüklerini yerine getiremeyeceklerdir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Bold Medya