Alman hükumeti, Hakan Fidan’ın başında olduğu MİT tarafından Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’nın kaçırılmasıyla ilgili harekete geçtiği ortaya çıktı. Alman hükumeti, İnandı’nın akıbetini Bişkek hükümetine sordu ve yaşanan belirsizlikten duyduğu endişeyi dile getirdi.
1 Haziran 2021’den beri kendisinden haber alınamayan Türkiye kökenli Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı’nın akıbeti konusunda Alman hükümeti Bişkek hükümetiyle bağlantıya geçti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nda görevli Devlet Müsteşarı Miguel Berger’in, yöneltilen bir önergeye verdiği cevapta, “Federal Hükümet Kırgızistan’da kaybolan Orhan İnandı’nın olayını Kırgız hükümeti ile 3 Haziran’da konuşmuştur. Görüşmede belirsizliği süren vaka hakkında endişesini dile getirmiştir” denildi.
Önergeyi sunan Yeşiller partili Federal Meclis Milletvekili Cem Özdemir hükümete soru önergesi vermişti. Özdemir, şu soruyu yöneltmişti: “Federal Hükümet, Türk hükümeti tarafından kaçırıldığı ve Bişkek’teki Türkiye Büyükelçiliği’nde tutulduğu tahmin edilen Türk-Kırgız Sapat Okulları’nın Başkanı Orhan İnandı’nın olayını Kırgız hükümeti ile görüştü mü, (görüştüyse tarih, içerik ve görüşülen kişileri listeleyiniz) ve Federal Hükümet benzer bir olayın Almanya’da olmayacağını garantileyebilir mi?”
Federal Hükümet, ellerinde Almanya’da söz konusu vakaya benzer bir tehlikeye işaret eden somut ipuçları olmadığını, olması halinde yasal sorumlulukları çerçevesinde bunların üzerine gideceği cevabını verdi.
DW Türkçe’ye önergeyle ilgili konuşan Cem Özdemir, Orhan İnandı’nın iki haftadan fazla süredir kayıp olduğunu belirterek, Alman hükümetinin bunu Bişkek hükümeti ile görüşmesinin doğru ve gerekli olduğunu belirtti. Özdemir, “Dünya çapında sürgünde yaşayan Türkiye kökenliler için tehlike sürüyor. Belarus’ta veya Türkiye’de, nerede olursa olsun, insanların kaçırılması devlet terörüdür ve böylesi olayların bir sonucu da olmalıdır” ifadesini kullandı.
19 GÜN OLDU ÇOK ENDİŞELİYİZ
DW’nin haberinde Orhan İnandı’nın eşi, dört çocuk annesi Reyhan İnandı’nın sözlerine de yer verildi. Reyhan İnandı, “Bugün 19 gün oldu, eşimin nerede olduğuna dair hâlâ hiçbir bilgi yok. Çok endişeliyiz” diye konuştu.
Haberde, Reyhan İnandı’nın eşiyle en son 31 Mayıs akşamı haberleştiği, daha sonra defalarca denemesine rağmen ona ulaşamadığı, bunun üzerine endişelenerek aramaya başladıkları ve boş aracı buldukları kaydedildi. Sorumlu emniyet birimlerine eşinin kayıp olduğunu bildirerek bulunması için başvuru yaptığını anlatan İnandı, o süre zarfında kendisine hem Kırgızistan’dan hem de yurt dışından çok sayıda telefon geldiğini ve bunlarda eşinin kaçırıldığı ve Bişkek’teki Türk Büyükelçiliği’nde tutulduğuna dair bilgilerin yer aldığını söyledi.
TÜRK BÜYÜKELÇİLİĞİNDEN CEVAP ALAMADI
“Bundan şüphelenmek ve endişelenmek için önümüzde yeterince başka örnekler vardı zaten” diyen Reyhan İnandı, iddialar üzerine Türk Büyükelçiliği’ne de başvurduğunu, eşinin akıbetini sorduğunu ancak cevap alamadığını kaydetti.
İnandı, şunları söyledi: “Bence eşimi kaçıracaklardı ancak beklemedikleri kadar güçlü bir dayanışma ve kamuoyu desteği, tahminlerinin üzerinde bir siyasi baskı ve uluslararası dayanışmayı görünce başaramadılar. Bize burada halk, yüzlerce mezunumuz ve aileleri destek veriyor”
Orhan İnandı’nın kaybolmasından sonra başta Türkiye Büyükelçiliği önü olmak üzere Kırgızistan’da farklı yerlerde gösteriler düzenlenmişti.
Reyhan ve Orhan İnandı, 1995’te gittikleri Kırgızistan’da “Sebat Okulları” adıyla okullar zinciri kurmaya başladı. Gülen Hareketi’ne yakınlığıyla bilinen okullar, Reyhan İnandı’nın verdiği bilgiye göre 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Kırgızistan Eğitim Bakanlığı’na devredildi ve müfredatını da bakanlığın belirlediği bu okullar Sapat Okulları adını aldı. Halen kendi verilerine göre dört ilkokul, 16 lise, bir uluslararası okul ile bir de üniversitesi bulunan okullarda eğitim ağırlıklı olarak İngilizce yapılıyor. İlaveten Kırgızca, Rusça ve Türkçe dersler de veriliyor.
DW Türkçe’ye konuşan Reyhan İnandı, eşinin kaybolmasından sonra, Türkiye’nin Gülen yapılanması bağlantısı gerekçe gösterilerek 2019’da iadesinin talep edildiğini ancak Kırgız vatandaşı olması sebebiyle Ankara’nın iade talebinin reddedildiğini öğrendiklerini belirtiyor.
KORKUNÇ OLAYA RAĞMEN KIRGIZİSTAN’DAN GİTMEK İSTEMİYORUZ
Reyhan İnandı, şöyle konuştu: “Biz Kırgızistan’a 1995’te geldik, yedi aylık evliydik ve daha 20’li yaşlardaydık. Bizim bütün çocuklarımız burada doğdu, kendilerini buralı görüyorlar, şu yaşadığımız korkunç olaya rağmen buradan gitmek istemiyorlar. Biz Kırgızistan’ı ve halkını çok sevdik, onlar da bize çok hürmet gösterdi. Halkı eğitime çok önem veriyor, hem kız çocukları hem de erkek çocukları için eğitimi önemli görüyor. Burada kabul gördük, okullarımız 15 bin mezun verdi.”
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen yapılanmasına karşı farklı ülkelerde operasyonlar düzenliyor. Son olarak geçen ayın sonunda Fethullah Gülen’in yeğeni Selahaddin Gülen Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmişti. Önceki yıllarda da Kosova, Moldova, Azerbaycan ve Ukrayna gibi ülkelerden Gülen Hareketi üyesi olduğu belirtilen kişilerin MİT operasyonu ile kaçırılarak getirildiği açıklanmıştı.
En son 31 Mayıs’ta kendisinden haber alınan Orhan İnandı’nın aracı, kaybolmasından saatler sonra, lastikleri patlamış, kapıları açık, İnandı’nın telefonları da içinde boş şekilde bulundu. Hükumete yakın Sabah gazetesi yazarı Ferhat Ünlü, İnandı’ya yönelik operasyonun arkasında Kırgızistan gizli servisinin olduğunu iddia etmişti.